AHMET KANNECİ'DEN ÇOK ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA!

Öncelikle böyle bir çalışmayı yapan (uzaktanda olsa) hocamız Ahmet KANNECİ ye çalışması için teşekkür ederek paylaşmak istedim. Günümüz Türk gitar bestecileri ve çalışanları için önemli kılavuz bir çalışma.
Süleyman EKER


"GİTAR İÇİN BESTE YAPMIŞ TÜRK BESTECİLERİNİN EĞİTİMİ VE YAPITLARININ ULUSLAR ARASI GİTAR REPERTUARINDAKİ YERİ"
Gazi üniversitesi Ankara 2001
Herhangi bir yazılı kaynak bulunmaması nedeniyle Türkiye’de klasik gitarın oluşma ve gelişme süreci değişik yaş gruplarından gitar çalmış gitar dersi vermiş konuyla ilgili bilgisi olan insanlarla görüşülerek elde edilmeye çalışılmıştır. Bilgi toparlanması amacıyla merhum Savaş Çekirge merhum Can Aybars’ın ses kayıtları ve/veya bıraktıkları aydınlatıcı dokümanlar ile birlikte; ülkemizde en uzun süredir klasik gitarla uğraşan gitaristlerinden Sayın Fazıl Abrak Sayın İrkin Aktüze ve Sayın Misak Toros’un bazı kısımları belgeli olan bilgilerine ulaşılarak elde edilmiştir. Bu konuda detaylı bir araştırma yapılması ülkemizde klasik gitarın gelişim sürecini belgelemek için çok yerinde bir karar olabilir.

Ülkemizde klasik gitar ile ilgili bilinen en eski gitar öğretmeni aynı zamanda çok iyi bir gitarist olan Andrea Paleologos ( 1911-1997 ) ‘dur. Andrea Paleologos müzisyen anne-babanın çocuklarından müziği meslek olarak seçen tek çocuğudur. 1918-1920 yıllarında İstanbul’da babasının yönettiği 65-70 kişilik orkestraya katılmış ve solo mandolinci olarak bir çok konserde yer almıştır. Mandolin ve keman çalmada gösterdiği üstün yeteneğe rağmen müzik hayatını klasik gitarla sürdürmeye karar vermiştir. O günlerdeki gitar çalma stilinden tatmin olmayan Paleologos yeni bir teknik olan destekli vuruş sistemini benimsemiş olan “Tarrega Yöntemi”ni kabullenir. Daha sonra özellikle İstanbul’da yoğunlaşan konserler verir ( 1931-1942). 1934 yılında Atina’da verdiği bir konserden sonra gelen konser turu yapma teklifini usta gitarist yaşamını gezgin bir gitarist olarak sürdürmek istemediğinden kabul etmemiştir. Paleologos 1964 yılında Yunanistan’a göç etmiştir. Yapılan her türlü davete Türkiye’ye büyük sevgi duymasına rağmen “Benim kalbim o heyecana dayanamaz ölürüm” diyerek yanıt vermiş ve ölümüne kadar da bir daha Türkiye’ye gelmemiştir.

Andrea Paleologos bir çok öğrenci yetiştirmiştir. Öğrencileri arasında İtalya doğumlu olup İstanbul’da yaşayıp daha sonra Arjantin’e göçüp orada ölen ve yaşamı boyunca gitar repertuarına çok değerli beste ve düzenlemeler kazandırmış olan Mario Parodi; gitarı Ankara’ya götürenlerden Can Aybars; ilk Türkçe gitar metodunu yazan Ziya Aydıntan; o dönemin ülkemizde en güzel gitar çalanlardan biri olan Sava Palasis; daha sonra Türkiye gitar hayatına çok değerli gitaristler kazandıran Savaş Çekirge; halen İstanbul’da dersler veren ve gitar için modern eserler besteleyen Misak Toros gibi ülkemiz gitar yaşamının gelişiminde çok önemli görevler almış gitaristler vardır.

Andrea Paleologos’un klasik gitar için yaptığı çok değerli düzenleme ve etütler “Musikverlag V. Hladky Wien” edisyonu tarafından yayınlanmıştır. 1997 yılında kaybettiğimiz bu ustanın Gitar için yaptığı düzenlemeler halen gitar çalanlar için çok değerli kaynaktır.

Rana Erksan ve Cemal Reşit Rey’in öğrecisi olan Yüksel Koptagel 1954 yılında ilk kez ülkemize gelen çağımızın en önemli gitar müziği bestecilerinden olan Joaquin Rodrigo’nun yardımlarıyla önce Madrid ( İspanya ) ve daha sonra Paris’e (Fransa) giderek bestecilik tahsili yapmıştır. İspanya’daki gitar çevresinden etkilenen Yüksel Koptagel klasik gitar için besteler yapmıştır. 1958 yılında Almanya’da yayınlanan bu besteler Türkiye Gitar Tarihi’nde ulaşılabilen ilk besteler olduğu için bir anlamda “Türkiye’de bestelenen ilk klasik gitar eserleridir” denilebilir.

1960’lı yıllara kadar özellikle Paleologos’un ülkeye kazandırdığı gitar merakı ve heyecan o günkü gençler arasında bu enstrümana olan ilgiyi çok artırmıştır. Bu merak gitar yaşamının önemli çarklarından olan gitar yapımı ya da aksesuarı konusuna da ivme kazandırmış neticesinde Onnik Mavrusi Lipe Nicocosian İzzet Sevilla gibi enstrüman yapımcılarının gitar yapmalarına neden olmuştur. Yine aynı yıllarda Fransa’da yaşayan Rıfat Esenbel 1990’lı yıllara kadar dünyanın en iyi gitar telleri arasında sayılan “Concertiste” ve “Fantasia” gitar tellerini üretmiştir. Gitar severleri bir araya getirerek gitarı yaygınlaştırma örgütlü ve düzenli hareket etme amacıyla “Gitar Sevenler Derneği” kurma çabaları sonuç vermemiştir. Sonuç alınamamasına rağmen bu toplantılar yeni gelen kuşaklara geçmiş ve bu günkü dostluklara kadar uzanmıştır.

Dernek kurma fikri Ankara’da gitar yaşamının oluşması ve gelişmesinde çok önemli görevler yapmış olan Can Aybars’tan çıkmıştı. Can Aybars mülkiye tahsili yapmış olup aynı zamanda örgütlü ve düzenli çalışma konusunda da bilgiliydi.1917’de Saratof‘ta (Rusya) doğmuştur. Rusya’daki ihtilal nedeniyle ülkemize göç eden ailesiyle İstanbul’a ulaşmışlardır (1921). Göç sırasında babasını kaybeden Can Aybars yetimlerin kabul edildiği Darüşşafaka’da eğitim görmüştür. İstanbul’da geçen bu yıllarda Andrea Paleologos ile çalışmış daha sonra yüksek tahsil nedeniyle Ankara’ya göç etmiş ve bu şehirde özel gitar dersleri vermeye başlamıştır. Bir yandan da Ankara Radyosu’nda gitar kayıtları yapmış ve ölümüne kadar da bitmez tükenmez enerjisini gitar öğrencilerine ve gitara özgü bir Türk repertuarı oluşturmaya adamıştır. Bu ustanın ders verdiği öğrenciler arasında yeğeni İrkin Aktüze Nejat Başar Alpkağan Taçoy Atilla Argın gibi daha sonraki yıllarda gitara çok hizmet etmiş gitaristler vardır. Can Aybars 1999 yılında Ankara’da vefat etmiştir.

Aynı yıllarda Ziya Aydıntan’da Ankara’da yaşıyordu. Ziya Aydıntan Atatürk Lisesi ve Gazi Eğitim Enstitüsü’nde müzik öğretmeniydi. Ülkemizde ilk kez bir gitar orkestrası oluşturmuş ve bu orkestra ile konserler gerçekleştirmiştir. Ankara’da Can Aybars’ın usta yetiştirme çabaları Ziya Aydıntan’ın eğitime ağırlık vermesiyle birbirini tamamlayan unsurlar olmuşlardır. Bu çabaları sonucunda Ziya Aydıntan 1970’li yılların başından bu yana ülkede gitarın bilinçli yayılmasında çok etkili olan ilk Türkçe “Klasik Gitar Metodu” nu ve arkasından “Klasik Gitar Albümü” nü yayınlamıştır.

Ziya Aydıntan ve Can Aybars’ın Ankara’daki gayretleri sürerken Ankara Atatürk Lisesinde öğrenim gören Can Aybars’ın yeğeni İrkin Aktüze dayısından özel gitar dersi almaya başladı. Üstün yetenek gösteren İrkin Aktüze 1952 yılında Mimarlık eğitimi için gittiği Almanya’da (o tarihte Batı Almanya) gitara iyice yoğunlaştı. 1 Ekim 1954 tarihinde İtalya’da uluslar arası bir yarışma olan “Cremona Gitar Yarışması” na katıldı ve “Birincilik Ödülü” aldı. Bu bir Türk gitaristin uluslar arası alanda aldığı ilk ödüldür. Bu yarışmanın olduğu günlerde konser vermek üzere Cremona’ya giden ünlü gitarist Sigfrid Behrend ile karşılaştı. Almanya’ya dönüşünde ise Sigfrid Behrend ile çalışmaya başladı. İrkin Aktüze Türkiye’ye dönünce İstanbul Radyosu’na girdi. 1965 yılında ise İstanbul Radyosu Müzik Yayınları Müdürü oldu. Radyoda çalıştığı süre zarfında günümüze kadar aralıksız devam eden çok değerli gitar programları yaptı. Bu gitar müziğinin ülke geneline yayılması konusunda çok önemli bir hizmet olmuştur. Bu arada 1968 yılında Ergican Saydam Hülya Saydam Demirhan Altuğ Cenan Akın Ahmet Yürür Gülden Turalı Reşit Erzin gibi önemli isimlerle birlikte İstanbul’da “Meleknaz Müzik Okulu” ‘nun kuruluşunu gerçekleştirdi ve okulun faaliyet gösterdiği yaklaşık dört yıl boyunca bu kurumda gitar öğretmenliği yaptı. Bu okul Türkiye’de gitar eğitiminin kurumsallaşması ve genel müzik eğitimi ile birlikte ele alınması konusunda yapılanmış ilk atılım olarak kabul edilebilirse de mali sıkıntılar bu değerli okulun eğitimini devam ettirmesine engel olmuş ve yaklaşık dört yıl sonunda kapanmak zorunda kalmıştır.

Bugün İstanbul’da yaşayan Fazıl Abrak ve Ertuğrul Şatıroğlu ülkemizde yetişen ilk kuşak gitaristlerindendirler ve onlar için gitar duayenleri yakıştırmasının uygun olduğu düşünülmektedir. Fazıl Abrak Ziya Aydıntan ile birlikte müzik hayatına klasik mandolin çalarak başlamıştır. Daha sonra gitar çalmaya gönül vermiş ve gitar çalmayı tek başına öğrenmiştir. Gitara olan yeteneği dikkatleri üzerine toplamış sonuçta döneminin en ileri gelen gitaristlerinden biri olmuştur. Sanatçı tıp tahsili yapmış ve operatör olarak hayatını devam ettirmiştir. Yoğun meslek yaşamı sanatçıyı gitar çalmaktan biraz uzaklaştırınca sanatçı gitar dünyasına yeni eserler kazandırmak amacıyla daha ziyade gitar için düzenleme yapmaya yoğunlaşmış ve düzenlediği eserleri yayınlamaya hazır duruma getirmiştir.

İrkin Aktüze ile olan dostluğu Sigfrid Behrend’in Türkiye ile ilişki kurmasına neden olmuştur. 1955 yılında ilk kez Türkiye’ye gelen Sigfrid Behrend özellikle Can Aybars ile çok köklü dostluk kurmuşlar ve bu dostluğu yıllarca sürdürmüşlerdir. Sonucunda Sigfrid Behrend sürekli ülkemizi ziyaret etmiş düzenli konserler vermiştir. Ankara ve İstanbul dışında ayrıca Eskişehir Samsun Bursa İzmir Antalya gibi şehirlerde de konserler vererek gitarın tanınmasında ve yayılmasında çok önemli hizmetler vermiştir. Konser vermenin yanında bazı Türk eserlerinin Almanya’da yayınlanmasında çok yardımcı olmuş bazılarının yayınlanmasını gerçekleşmesinde rol almıştır. Sigfrid Behrend’in Türkiye’ye olan sevgisi o kadar çoğalmıştır ki Türk vatandaşlığına geçmek için teşebbüslerde bulunmuş fakat sonuçta Alman vatandaşı olarak kalmıştır. Ölümüne kadar da ülkemizi ziyaret etmeye devam etmiştir ( 1990 ).

Andrea Paleologos’un o dönemde öğrencisi olup gitar ile ilgili çalışmalarını günümüze kadar sürdüren ülkemizde yaşayan en eski öğrencisi 1940 doğumlu Misak Toros’tur. Bu sanatçı modern gitar tekniklerini öğrenmek amacıyla ülke dışına çıkıp ünlü gitaristlerden ders alan ilklerdendir. Uruguay’lı ünlü gitarist Oscar Caceres ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan barok müzik uzmanı David Grimes ile çalışmıştır. Çok güzel gitar çalmasının yanında kompozisyona da yoğunlaşmıştır. Jirar Aslan’dan kompozisyon dersleri alan sanatçı gitar için beste yapan ilk Türk klasik gitaristi olmuştur. Yaptığı modern besteler uzun süre ilgi görmemesine rağmen bu doğru ve gerekli konunun üzerine giden Misak Toros ülkemizdeki gitaristler arasında modern müziğin kabul edilmesinde çok önemli bir görevi üstlenmiştir. Halen İstanbul’da öğrenci yetiştiren gitarist-besteci Misak Toros gitaristlerin işine çok yarayacak önemli bir eksiği kapatacak “Gitaristler için Armoni” kitabı yazmış yayına hazır hale getirmiştir.

Yetmişli yıllarda ülkemize gelip daha sonra halkın yoğun ilgisi ve beğenisinden dolayı sürekli konserler vermek üzere Türkiye’yi ziyaret eden Alirio Diaz ülkemizde gitarın gerekli konuma ulaşması yolunda başlangıç olmuştur. Türkiye gitar yaşamı artık bu müzik tarihinin devi tarafından sahiplenilmişti. Sürekli verdiği konserler yanında Cemal Reşit Rey tarafından yazılıp kendisine ithaf edilen Gitar Konçertosu’nun dünya da ilk seslendirilişini de yapmıştır. 1976 yılında tanıdığı Ahmet Kanneci’yi öğrencisi olarak kabul etmiş ve günümüze kadar ilgisini dersler vererek sürdürmüştür. Birlikte düo gitar konserleri gerçekleştirmiştir. Ülkemizin değişik şehirlerinde de konserler veren sanatçı Sevda Cenap And Müzik Vakfı’nın düzenli olarak iki yılda bir gerçekleştirmek üzere karar verdiği “Antonio Lauro Gitar Bienali” ‘nin kurucusu ve onursal başkanı olmuştur. Bu nedenle Asya Avrupa ve Amerika kıtalarından davet edilen önemli gitaristler her iki yılda bir Ankara’da bir araya gelmekte Türk gitaristler ve gitar öğrencileri ile çalışmalar yapmaktadırlar. Sevda Cenap And Müzik Vakfı gelen gitaristler için Ankara dışındaki şehirlerde de konserler düzenleyerek gitarın Anadolu’ya yayılması konusunda çok değerli katkılarda bulunmaktadır.

1974 yılında Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü’nde “Okul Çalgıları” bölümüne eğitimde kullanılmak üzere gitar dersi konulmuştur. İspanya’ya viyolonsel eğitimi için gittiği yıllarda gitar da öğrenen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası viyolonsel sanatçısı Erol Küyel de gitar öğretmeni olarak tayin edilmiştir.

Ülkemizde klasik gitarın gelişiminde en önemli hizmet verenlerden biri de Savaş Çekirge’dir. Savaş Çekirge sosyal kişiliği ile gitaristlerin birbirleriyle ilişkiler kurmasında çok yararlı olmuştur. Çok sağlam olan gitar tekniği bilgisi ve yurt dışı ilişkileri Türk gitaristlerin uluslar arası seviyeyi yakalamaları konusunda Türkiye gitar yaşamına önemli katkılar sağlamıştır. Öğrenci yetiştirmekten ziyade yetişmiş olanları konser platformuna çıkartmak için gerekli bilgi donanım konusunda önemli bir açığı kapatan sanatçı aynı zamanda zengin nota ve kayıt koleksiyonunu Türk gitaristlere sunarak genel gitar kültürü ve aktüalitesindeki çok önemli bir açığı kapatmıştır. Savaş Çekirge sürekli olarak yurt dışı gitar yaşamı ile irtibat kurmuş çok değerli gitaristlerin ülkemize gelmesine ön ayak olmuştur. Hocası Andrea Paleologos gibi birçok düzenleme yapan Savaş Çekirge’nin çalışmaları sadece Türk gitaristler tarafından değil diğer ülke gitaristleri tarafından da büyük ilgi görmüştür. Engin bilgisi ve tecrübesi Savaş Çekirge’nin yurt dışında klasik gitar yarışmalarına jüri üyesi olarak davetler almasına neden olmuştur ve bu nedenle Almanya Polonya Arjantin Fransa’ya gitmiştir. Güney Amerika müziğinin antolojisi gibi yorumlanabilecek Jorge Cardoso’nun “Los Mita-İ” isimli eserinin dünyadaki ilk edisyonunu gerçekleştirmiştir. Zamansız ve ani vefatı yayınlanmak üzere olan bir çok çalışmasının gecikmesine neden olmuştur.

Ankara’lı gitarist İhsan Turnagöl 1970’li yıllarda Avrupa’ya giderek Konrad Ragossnig’in öğrencisi olmuş ve ilk profesyonel gitarist olmak için yola çıkmıştır. Halen Almanya’da yaşayan İhsan Turnagöl’ün Almanya’da yaptığı uzun çalar kaydı bir Türk gitarist tarafından kaydedilen ilk audio kayıttır.

1976 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından Klasik Gitar Topluluğu kurulmuştur. Bu topluluk sayıları 350’yi geçen üyesiyle belki de bir ilki gerçekleştirmiştir. Sürekli derslerin verildiği konserlerin düzenlendiği topluluk etkinlikleri kısa sürede sonuç vermiş ve daha sonra ülke gitar yaşamında adı çokça geçecek genç gitaristler buradan çıkmıştır. Aralarında ülkemizdeki ilk gitar yarışmasının birincisi Cem Duruöz ikincisi Zafer Özgen beşincisi Fatih Yazıcı; daha sonra ki yarışmada birinci olan Orhan Anafarta; Fransa’da uluslar arası yarışmada ayrı yıllarda birincilik ödülleri alan Suat İdil ve Emre Sabuncuoğlu; yine 1996 yılındaki ulusal yarışmada birinci olan Emre Sabuncuoğlu; 1998 yılındaki ulusal yarışmada üçüncü olan Gutay Yıldıran gibi gitaristler hep bu topluluk üyeleri arasından çıkmıştır.

1977 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda gitar sanat dalı açılmıştır. Profesyonel gitarist yetiştirmek amacıyla Türkiye gitar tarihinde bir konservatuarda ilk kez bir gitar sanat dalı açılmıştır. Burada gitar dersleri vermek üzere İtalyan gitarist Carlo Domeniconi tayin edilmiştir. Carlo Domeniconi iki yıl ders verdikten sonra tekrar yurt dışına dönmüş ve yerine günümüzde halen bu kurumda ders vermeye devam eden Ertan Birol atanmıştır. Mimar Sinan üniversitesi Devlet Konservatuarı ilk mezununu 1984 yılında vermiştir. İlk mezun olan gitarist-besteci Erdem Sökmen mezuniyetini takip eden yıl 1985 yılında ilk kez İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Gitar Sanat Dalı’nı açmıştır. Böylelikle halen bu konservatuardaki görevini sürdüren sanatçı ülkemizde gitar eğitimi görüp profesyonel olan yetişen ilk gitaristtir.

Araştırmacı ön ayak olduğu ODTÜ Klasik Gitar Topluluğu’ndan başka;1984 yılında ODTÜ’de sonradan adı “Müzik Ve Güzel Sanatlar Bölümü” olan gitar çalışmalarını; 1985 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Gitar Sanat Dalı; 1986 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Gitar Sanat Dalı; 1990 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Gitar Sanat Dalı’nın kurulmasını gerçekleştirmiş ve adı geçen kurumların gitar sanat dalında öğretmenlik görevi yapan ilk gitar öğretmeni olmuştur. Bu kurumlar halen eğitime devam etmektedir. Alirio Diaz Jose Tomas Julian Byzantine’den dersler almış olan araştırmacı üç kıtada 20’yi aşkın ülkede yüzlerce konser vermiş; İsapanya Fransa A.B.D. Meksika Arjantin’de master sınıflarında ders vermiştir. Araştırmacı genç kuşak bestecilerimiz ile ilişki kurup Turgay Erdener İstemihan Taviloğlu Ertuğrul Bayraktar Ertuğ Korkmaz Fazıl Say gibi ülkemizin önemli bestecilerinin klasik gitar için beste yapmalarını sağlamıştır.

1985 yılında gitarist-besteci Bekir Küçükay Ankara’da Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü’nde ilk kez ana çalgı olarak gitar sınıfını kurmuştur. Öğrenci yetiştirmenin yanında yoğun konser ve kayıt etkinlikleri gerçekleştiren sanatçı beste yapmayla çok meşgul olmuş ve Türk gitar repertuarına bir çok gitar eseri kazandırmıştır. 1987 yılında ünlü Brezilya’lı besteci Heitor Villa-Lobos’un 100. doğum yılı nedeniyle bestecinin eserlerinden oluşan bir konser vermiş ve tümü yine aynı bestecinin eserlerini içeren bir audio kaset kaydı gerçekleştirmiştir. Bunun neticesinde Brezilya Hükümeti Bekir Küçükay’ı madalya ile ödüllendirmiştir. 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na tayin olan Bekir Küçükay halen bu kurumda görev yapmaktadır.

1995 yılı ilkbaharında Türkiye gitar yaşamı için bir başka çok önemli gelişme olmuştur. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı başkanı Sayın Mehmet Başman’ın daveti üzerine Venezuela’nın Ankara Büyükelçisi Ramon Delgado ünlü Venezuela’lı gitarist ve araştırmacı bir araya gelerek bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıdan çıkan karar neticesinde aynı gruba Savaş Çekirge de eklenerek T. C. Dışişleri Bakanlığı ve T. C. Kültür Bakanlığı temsilcileri ile Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürlüğünde bir başka resmi toplantı daha yapılmıştır. Bu toplantı sonucunda: 1996 yılından başlayarak her iki yılda bir olmak üzere 29 Ekim tarihinin hemen öncesi olan “Cumhuriyet Haftası” içerisinde gitar bienali yapılmasına karar verilmiştir. Bienale Venezuela’lı ünlü gitarist-besteci Antonio Lauro’nun ismi verilmiştir ve bienaller süresince Türk gitar öğrencilerine uluslar arası gitaristlerin master dersleri ve konserler vermesi 30 yaş ve altındaki gitaristler arasında ödüllü ulusal gitar yarışması düzenlenmesi hedeflenmiştir. 1996 Ekim ayında yapılan ilk bienalden başlayarak hedeflere kısa sürede ulaşılmanın yanında hedefler her bienalde geliştirilmiş ve üçüncüsünün yapıldığı 2000 yılında çok olumlu seviyeye ulaşmıştır. 2000 yılında son gelinen duruma göre: üç ayrı kıtadan gelen 14 gitarist (Venezuela İspanya Almanya İtalya Bulgaristan Gürcistan Azerbaycan Japonya ) ve İspanya’dan gelen üç değişik belediye temsilcisi ile uluslar arası boyut genişletilmiştir. Bunun yanında gelen gitaristler için yurt içinde ( Van Eskişehir Samsun İstanbul Kırıkkale Niğde Nevşehir ) konserler düzenlenmiş ve yurdumuzun diğer yörelerinde de gitara meraklı insanlara hizmet vermek amaçlanmıştır. Yarışmanın birincisi Soner Uluocak için tıpkı daha önceki yarışmanın birincisi Emre Sabuncuoğlu’na yapıldığı gibi yurt içinde konserler düzenlenmiş ve ayrıca konserler vermek üzere Venezuela ve İspanya’ya seyahat imkanı sağlanmıştır. Bu bienal fikrinin belki de en önemli kısmı 2000 yılı içerisinde alınan karar olmuştur. Bu karara göre 2001 yılından başlayarak her iki yılda bir Venezuela ayağı gerçekleştirilecektir. Venezuela’da ki bienale Türk gitarist Savaş Çekirge’nin ismi verilmiştir. Dahası Venezuela’da yapılacak “Savaş Çekirge Gitar Festivali” nde ki uluslar arası gitar yarışmasında yarışmacılar her yıl mecburi bir Türk eseri icra edeceklerdir. Böylece hem Türk gitaristlerin Venezuela’lı hem de Venezuela’lı gitaristlerin Türk bestecilerini tanımasına ortam ve olanak sağlanmıştır. Bu örnek davranış yurt dışındaki gitaristlerin çok ilgisini çekmiş ve 2002 yılında yapılacak bienale katılma isteğinde olan diğer ülke gitaristlerinin sayısında belirgin bir artış olmuştur. Japonya Almanya İngiltere ve Fransa’da yayınlanan gitar dergileri ülkemizde gerçekleştirilen bu bienal hakkında çok olumlu yazılar yayımlamıştır.

Özet olarak önemli görülen kısımları ele alınmış olan Türkiye gitar tarihi detaylı bir şekilde araştırıldığı takdirde ileriye yönelik çok değerli bilgilere ulaşılacağı izlenimi vermektedir.

Yukarıda bahsedilenler dışında bahsetme imkanı bulunamamış olan ve ülkemiz gitar yaşamına hareket getiren böylece önemli hizmetler veren bir çok gitarist gitar öğretmeni gitar yapımcısı ya da gitar için müzik yazan besteci vardır. Bunlardan ilk akla gelenler Cem Duruöz Emre Sabuncuoğlu Soner Uluocak gibi genç gitaristler; Mutlu Torun Mesut Özgen Gutay Yıldıran Yıldız Elmas gibi gitar öğretmenleri; perdesiz gitar fikrini oluşturup dünya gitar yaşamına kazandıran Erkan Oğur; ciddi enstrümanlar yapan Ekrem Özkarpat gibi gitar yapımcıları; Yüksel Koptagel Sarper Özsan Nejat Başeğmezler Nazmi Bosna Yakup Kıvrak gibi bestecilerdir."

Ahmet Kanneci Yüksek Lisans ¤¤¤i"GİTAR İÇİN BESTE YAPMIŞ TÜRK BESTECİLERİNİN EĞİTİMİ VE YAPITLARININ ULUSLAR ARASI GİTAR REPERTUARINDAKİ YERİ" Gazi üniversitesi Ankara 2001 Syf:18-27

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails