Müzikle tedavi ve burçlara göre müzik

ney, burçlara göre müziğin iyileştirici gücü ve müzikle tedavi



AKTİF MÜZİK TERAPİ

Kam ve Baksı adı verilen Orta Asya hekimleri, müzik ve dansı hasta tedavisi için kullanıyorlardı. Kazakistan, Kırgızistan, Altay, Moğolistan ve Sibirya bölgelerinde halen devam eden bu dans terapisi, kol, omuz ve baş hareketleriyle faaliyete geçen ruhi enerjinin bütün vücudu sarması ile elde edilen trans hali sonucu, hasta kişi için gerekli tedavi bilgisine ulaşmayı amaçlamaktadır. Baksılar; KILKOPUZ, DOMBRA, ŞANKOPUZ, ASATAYAK, DAVUL gibi müzik aletleri ile trans ve tedavi eylemini gerçekleştiriyorlardı. Bu seanslarda genel olarak Pentatonik müzik tonları kullanılıyordu. İngiltere’de, Londra Nordoff Robbins müzikterapi enstitüsünde uygulanan tedavi sisteminde Pentatonik müziğin kişilerde kendine güven ve kararlılık oluşturduğu bulgusu ile, otistik çocukların tedavisi ve eğitiminde bu müzik kullanılmaktadır.

PASİF ( RECEPTİV ) MÜZİK TERAPİ GELENEĞİ
Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de var idi. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvıların dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz.
Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir.
Tarih açısından konuya girdiğimizde çok eski yıllara yolculuk yapmamız gerekir :
Azerbaycan’da Gobustan Kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12 – 14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir.
Çok eski zamanlara bizi ulaştıran tarih ve kültür birikimi, Proto Türk kültürü ile gözlendiğinde, Alman bilim adamı Dr. Wolfram Eberhard tarafından yazıya geçirilmiş bilgiler önem taşımakta olup, Türk kültürünün M.Ö. III bin yıllarında Çin kültürüne; müzik, dans seramik, tiyatro, hayvan terbiyesi v.b. konularındaki etkileri belgelenmektedir. Fransız araştırıcı Maurice Curan’ın Çin kaynaklarına dayanarak Lavinniac müzik ansiklopedisinde neşredilen verilere göre, Eski Türk müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Bu konuda Eduard Chavannes, Bela Bartok, Robert Lach isimli araştırıcılar ve büyük Türk Etnomüzikologları Mahmut Ragıp Gazimihal ile Ahmet Adnan Saygun, Ferruh Arsunar araştırmalar yapmışlar, Türk müzik kültürünün Orta Asya – Anadolu bağlantısını ve Çin kültürüne etkisini belgelerle ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalara göre Proto Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. Hakas ve Tuva kültürü, Altay Türk kültürü bizi M.Ö. 3000 yılları ile buluşturmaktadır. XX . yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov, Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında ”Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir.
Türk tarihi ve kültüründe önemli bir yeri olan müzik ve dans ve bunlarla yapılan tedavi konusunda; pentatonik müzik formu ve Baksı-Kam tedavi geleneğinin yanısıra olgunlaşıp yerleşen makam müziği ile tedavi’ günümüz tıbbında yeniden güncelleşmiş bulunmaktadır. Bin yıldan daha önceki zamanlarda Orta Asya’da, Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musikisi hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey eserler yazmışlar ve makamların duygular ve organlarla ilişkilerini tasniflerle belirtmişlerdir. Pentatonik müzik Türk illerinde gelişmeye devam ederken, yedili sistem olan ve bir tam sesin dokuz komadan oluşması esasına dayalı makam sistemi, takriben dört yüzü geçen makam zenginliği ile kültür ve sanatımıza büyük katkıda bulunmuştur.
M.S. 834-932 yıllarında yaşamış olan müslüman Türk bilginlerinden Ebu Bekir Razi, melankoliklerin tedavisi üzerine yazdığı bir eserinde şöyle diyor: “… melankolik hasta kesinlikle meşguliyetle tedavi edilmelidir. … melankolik hasta balık tutma veya avlanma gibi eğlenceli işlerden biri ile uğraşmalıdır. Mümkünse çeşitli oyunlara alıştırılmalıdır; huyunu, ahlakını, davranışlarını beğendiği ve sevdiği kimse ile buluşup görüşmeli özellikle güzel sesle okunan şarkılar dinlemelidir.”

Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
1. Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir.
2. Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
3. Küçek makamı: İnsana hassasiyet ( duyarlılık ) verir.
4. Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.
5. İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
6. Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
7. Uşşak makamı: İnsana gülme ’dilhek’ verir.
8. Zirgüle makamı: İnsana uyku ’nevm’ verir.
9. Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
10. Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
11. Hüseyni makamı: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verir.
12. Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir.
Büyük islam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina ( 980-1037), musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: “…tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek , onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir…”
İbn-i Sina, Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek Tıp mesleğinde uygulamaya koyduğunu söylemektedir. Arapça yazdığı Kitap’ün necat ve Kitab’ün Şifa’daki oniki fasıl tamamen musikiye ayrılmış olduğundan, bu kısım Baron Rodolph Dearlangar tarafından Fransızca olarak ’La musique Arap’ adıyla yayınlanmıştır.
Eski Türk hekimlerinden Şuuri’nin ’Tadil-i Emzice’ adlı eserinde müzik ile tedavi hakkında geniş bilgi vardır. Şuuri, ’Tadil-i Emzice’de belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirtmektedir. Ona göre:

* Rast ve Rehavi makamları: Seher zamanları etkilidir.
* Hüseyni makamı: Sabahleyin etkilidir.
* Irak makamı: Kuşlukta etkilidir.
* Nihavend makamı: Öğleyin etkilidir.
* Hicaz makamı: İki ezan arası etkilidir.
* Buselik makamı: İkindi zamanı etkilidir.
* Uşşak makamı: Gün batarken etkilidir.
* Zengüle makamı: Gurubdan sonra etkilidir.
* Muhalif makamları: Yatsıdan sonra etkilidir.
* Rast makamı: Gece yarısı etkilidir.
* Zirefkend makamı: Gece yarısından sonra etkilidir.
Şuuri’ye göre musikinin meclis adamlarına olan etkileri de birbirlerinden farklıdır.
* Ulema ( Alimler ) Meclisine: Rast ve Tevabii makamları
* Ümera ( Emirler ) Meclisine: Isfahan ve Tevabii makamları
* Dervişler Meclisine: Hicaz ve Tevabii makamları
* Sufiler Meclisine: Rehavi ve Tevabii makamları etkilidir.
Günümüzden 900 sene önce Selçuklu Sultanı Nureddin Zengi tarafından Şam’da yaptırılan Nureddin Hastanesi’nde musiki makamları tedavi amacıyla kullanılmıştır. Sonraki dönemlerde 700 senedenberi Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul (Fatih Külliyesi) ve Edirne şifahanelerinde 100 sene önceye kadar musiki ile tedavi uygulanmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle yazılıdır: “””Merhum ve mağfur Bayezid Veli … Vakıfnamesinde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def’i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam tahsis etmiştir ki, üçü hanende biri neyzen, biri kemani, biri musikari, biri santuri, biri udi olup, haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere musiki faslı verirler…”
Anlaşıldığına göre, Horasan kaynaklı Türk Sanat musikisi ve Horasan-Anadolu musiki makamlarımızın olgunluğu ile gelişen pasif-receptiv müzik terapi geleneği icrası sırasında hastalar rahat bir şekilde oturarak veya uzanarak dinlenme halinde idiler. Bu tedavi şeklinde amaç, hastaların emosyonel (duygu) durumlarını değiştirerek onları rahatlatmak ve kendine güvenlerini kazanmalarına yardımcı olmak idi.
Günümüzde tarafımızdan uygulanan teknikte bu esaslara sadık kalınmıştır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Bu konuda Dr. L. Gutjahr ve Prof. V. Mechleid tarafından EEG ölçümleri yapılmış ve en az 1000 yıllık bu gelenek bugünün labarotuvarında doğrulanmıştır. 400’den fazla olduğu bilinen bu makamlardan önemli olan 15 tanesi üzerinde uygulamalardan sonra tedavide kullanılacak kaset ve CD’ler tarafımızdan vücuda getirilmiştir.
Viyana’da Meidling Rehabilitasyon Merkezi’nde komada bulunan hastalara Türk musikisi makamları dinletilerek terapi uygulamaları yapılmakta olup, beyinde alfa ve teta dalgalarının değiştiği tespit edilmiştir ve bir çok hastanın müzik terapi seansları ile komadan çıktıkları gözlenmiştir.
1) NİHAVEND MAKAMI:
Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak-Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği).

2) RAST MAKAMI:
Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüz, Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır.

3) REHAVİ MAKAMI:
Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi´de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi´dir.

4) HÜSEYNİ MAKAMI:
Akrep Burcu ( Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah-öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. “Küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir.
5) HİCAZ MAKAMI:
Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru- soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan´daki Hicaz bölgesinden almıştır.
6) ACEMAŞİRAN MAKAMI:
Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır.
7) SEGAH MAKAMI:
Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir.
8) SABA MAKAMI:

Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.

9) BUSELİK MAKAMI:

Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir.

10) ISFAHAN MAKAMI:
İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır.
11) NEVA MAKAMI:
Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. “Ses, seda, makam ve ahenk” demektir.
12) IRAK MAKAMI:
Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem´den gelmektedir.

13) BÜZÜRK MAKAMI:
Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça “büyük” demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır.

14) ZİREFKEND MAKAMI:
Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba´dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça “döşek ( yatak)” demektir. XIII. asırdan önceye aittir.

15) ZENGÜLE MAKAMI:
Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça “çıngırak, def pulu, zil” demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın

Bobby McFerrin




Robert ‘’Bobby McFerrin Jr. 10 kez Grammy ödülü kazanmış vokal sanatçısı ve orkestra şefidir. 11 Mart 1950 tarihinde New York – Manhattan doğumlu olan McFerrin 1988 de çıkardığı hit parçası ‘’ Don’t Worry , Be Happy ‘’ ile tanınmaktadır .




McFerrin , Opera baritonu Robert McFerrin ve opera şarkıcısı & profesör Sara Copper ‘ in oğlu olarak dünyaya geldi . Robert,Sr New York kent operasındaki ilk Afrika kökenli Amerikalı idi .
w
McFerrin , ender olarak uyguladığı geniş 4 oktavlık vokalleri ile tanınır , bir çok performansında polifonik efektler yaratmak için , normal ve falsetto ses perdeleri arasında hızlı ve akıcı bir geçiş yapmaktadır , hem ana melodilere ve hemde şarkıların bazı kısımlarına etkileyici bir şekilde eşlik etmektedir .Ağız ve göğsüyle yarattığı vokal perküsyonlarını kullanmaktadır .



McFerrin in dikkate değer bir dökümanı ise 1984 te çıkardığı ve şarkı söylemeye yaklaşımı niteliğindeki ‘ The Voice ‘ albümüdür . İlk Jazz solo albümü hiçbir eşlik eden olmadan kaydedilmiştir .
www.genckolik.net
McFerrin’in ‘’Don’t Worry , Be Happy ‘ parçası 1988 de Pop Hit parçasıydı ve ‘’ Yılın şarkısı ‘’ ve ‘’ Yılın albümü ‘’ ödülünü kazandı . McFerrin aynı zamanda içinde piyanist Chick Corea,Herbie Hancock , ve Joe Zawinul , baterist Tony Williams ve viyolonselist Yo-Yo Ma nında bulunduğu sanatçılarla çalışmıştır .
www.genckolik.net
DİSKOGRAFİ

Solo
* Bobby McFerrin (1982)
* The Voice (1984)
* Spontaneous Inventions (1985)
* Elephant's Child (1987)
* Simple Pleasures (1988) ( "Don't Worry, Be Happy" - #1 Albümden alınan hit parçası )
* Don't Worry, Be Happy (1988)
* How the Rhino Got His Skin/How the Camel Got His Hump (1990)
* Medicine Music (1990)
* Many Faces of Bird (1991)
* Sorrow Is Not Forever (1994)
* Paper Music (1995)
* Bang! Zoom (1997)
* Circlesongs (1997)
* Mouth Music (2001)
* Beyond Words (2003) - ( Chick Corea, Cyro Baptista ve Richard Bona ile birlikte )

Ortak Çalışmalar
* The Just So Stories, Jack Nicholson ile birlikte [ 1987 ]
* Play, Chick Corea ile birlikte ,[ 1990 ]
* Hush, Yo-Yo Ma ile birlikte [ 1991 ]
* The Mozart Sessions, Chick Corea ile birlikte [ 1996 ]

Konuk Olarak
* Pharaoh Sanders, Journey to the One, 1980
* Grover Washington, Jr., The Best Is Yet to Come, 1982
* Various Artists, The Young Lions, 1983
* Charles Lloyd Quartet, A Night in Copenhagen, 1984
* Various Artists, A Tribute to Thelonius Monk, 1984
* Chico Freeman, Tangents, 1984
* Michael Hedges, Watching My Life Go By, 1985
* The Manhattan Transfer, Vocalese, 1985
* Joe Zawinul, Dialects, 1986
* Weather Report, Sportin' Life, 1985
* Al Jarreau, Heart’s Horizon, 1988
* Quincy Jones, Back on the Block, 1989
* Laurie Anderson, Strange Angels, 1989
* Gal Costa, The Laziest Gal in Town, 1991
* Dizzy Gillespie, "To Bird With Love", 1992
* Jack DeJohnette, Extra Special Edition, 1994
* Yellowjackets, Dreamland, 1995
* George Martin, In My Life, 1998 - Robin Williams ile bir araya geldi
* En Vogue, Masterpiece Theatre, 2000
* Bela Fleck and the Flecktones, Little Worlds, 2003
* Chick Corea, Rendez-Vous in New York, 2003
* Wynton Marsalis, The Magic Hour, 2004
* Bobby McFerrin, Family Guy, 2005


Grammy Ödülleri
* 1985, En iyi erkek Jazz Vokal, "Another Night In Tunisia" with Jon Hendricks
* 1985, 2 ya da daha fazla sesle en iyi Vokal aranjmanı, "Another Night In Tunisia" Cheryl Bentyne ile birlikte
* 1986, En iyi erkek Jazz Vokal, "Round Midnight"
* 1987, En iyi erkek Jazz Vokal Performansı, "What Is This Thing Called Love"
* 1987, En iyi çocuk albümü , "The Elephant's Child" Jack Nicholson ile birlikte
* 1988, Yılın şarkısı, En iyi erkek Pop Vokal, Yılın kaydı ( parça ) "Don't Worry, Be Happy"
* 1988, En iyi erkek jazz Vokal Performansı, "Brothers"
* 1992, En iyi Jazz Vokal Performansı, "Round Midnight"

Yo-Yo Ma

Yo-Yo Ma - Bobby McFerrin


Yoyoma & Bobby Mcferrin - Hush, Little Baby


http://hotfile.com/dl/91092748/1f79493/Yo-Yo_Ma__Bobby_McFerrin-_Hush.part2.rar.html
http://hotfile.com/dl/91098523/061e247/Yo-Yo_Ma_-_-_Bobby_McFerrin-_Hush.part1.rar.html
YOYOMA
YO-YO MA/ Çelloda ideal tını yerine rebab, ut, insan sesini araştırıyorum
Albümleri 13 Grammy ödülü kazanan çellist Yo-Yo Ma bir süredir İpekyolu projesi üzerine çalışıyor. İpekyolu'nun geçtiği ülkelerin bestecilerine eser sipariş veriyor, bu ülkelerin müzikçileriyle seslendiriyor. Bir ön eleme sonucu Türkiye'den de Hasan Uçarsu'ya eser siparişi verdi. Uçarsu'nun bestesini 2002'de seslendirdi. 2001'de üç resital vermek üzere Türkiye'ye geleceğini duyunca röportaj başvurusunda bulunduk. Menajeri lütfedip 15 dakika ayırdı. Sözleştiğimiz saatte Yo Yo Ma bizi aradı, söz Seikilos'un mezar taşına gelince saati unutup derin bir sohbete daldı. Birçok soru sordu. Telefonu kapattığımızda süre 50 dakikayı geçiyordu... Röportajdan önce konservatuvardan bir çello öğretmeniyle konuştum. Çellonun 20.yy'daki peygamberi olduğunuzu söyledi. David Popper ve Pablo Cassals'ın çelloda geliştirdiği doğal çalma tekniğinin 20.yy ortasında Alman ekolü tarafından zapturapta alınmak istendiğini, sayenizde yeniden özgürlüğüne kavuştuğunu anlattı. Röportajlarınızda haksız eleştirilerden yakınıyorsunuz. Bu özelliğiniz yüzünden mi hedef haline geldiniz?
- Çok, çok ilginç bir soru. Mükemmeliyet ya da ifade gücünden birini seçmek zorunda kalsaydım, ben ifade gücünü seçerdim. Öncelikle müziğin ne söylemek istediğini anlamaya çalışıyorum. Besteci gerçekte ne söylemek istiyor, diye soruyorum kendime. İfade gücünün temelinde bu sorunun cevabı yatıyor. Konuştuğunuz kişi şu açıdan çok haklı; ben ideal çello tınısının peşinde değilim. Çello aynı zamanda ut, rebab, kemence, obua ya da insan sesi gibi tınlayabilir mi, sorusunun peşindeyim.
Petunya'nızla yollarınız nasıl kesişti? İstanbul'a getireceğiniz, 1733 Montagnana yapımı bu nadide çalgıyı satın almayı nasıl başardınız? - Harika bir çelliste aitti. Emekli olmaya karar verince enstrümanını satışa çıkardı. Tabii ki satın almam imkansızdı. Bir banker borç verdi. Başlangıçta taksidini bile ödemek zordu. İlk birkaç yıl sadece faizini ödeyin yeter, dediler. Bu sayede sahip oldum. 15 yıldır bu çelloyla çalıyorum.

Bosnalı çellistin öyküsü beni çok etkiledi
Ya diğer çellonuz, Jacqueline du Pre'nin paha biçilemeyen Stradivarius çellosu?
- Rastlantılar sonucu bu çalgıya sahip oldum. Aslında uzun yıllar ödünç alıp çaldım. Hiçbir zaman sahip olamayacağımı düşünüp geri verdim. Du Pre ölünce ailesi çalgıyı satın aldı ve bana ödünç verdi. İstediğim kadar kullanma şansına sahip oldum.
İstanbul konserinde, ikinci akşam 20'inci yüzyılda insanlık adına belki de son efsaneyi yaratan Saraybosnalı çellist için yazılmış bir eser seslendireceksiniz. Öyküsünü nasıl öğrendiniz, kendisiyle tanıştınız mı? - İsviçreli besteci Lev Markieviç'ten duydum. D. Wilde'ın bestesini getirip, bu eseri mutlaka çalmalısın, dedi. Repertuarıma kattım. Böylece öyküyü de öğrenmiş oldum. Birkaç yıl sonra Manchester'de dostum Ralph Kirshbaum'un düzenlediği bir festivale katılmıştım. Saraybosnalı çellisti de davet etmişti. Orada tanıştık. O gün, Saraybosna'daki problemler sona erene kadar, bu eseri her gittiğim yerde çalmaya karar verdim.
Acaba her gün o bombalanarak yıkılan konser salonuna gidip, yaylı çalgılar dörtlüsünün ölen üç üyesi anısına konser vermeyi sürdürüyor mu, ne dersiniz? - Beni etkileyen pazar yerine düşen bombada hayatını kaybeden 21 kişi için yaptığıydı. 21 gün boyunca her öğleden sonra saat 4'te pazar yerine gitmiş ve kurbanlardan birinin anısına çello çalmış. Bu eseri her çaldığımda şiddet kurbanlarının anısına adıyorum. Ne yazık ki şiddet o kadar fazla can alıyor ki.
Tarihteki ilk yazılı müzik örneğinin bulunduğu topraklara geliyorsunuz. Anadolu'nun geçmişinden bugüne uzanan müzik macerası hakkında bilginiz var mı?

- Bahsettiğiniz müzik örneğini daha önce hiç duymamıştım. Kime ait bu müzik örneği?
Adı, Seikilos'un Mezar Yazıtı. 1. yy'dan kalma. 1923'te İzmir'de bulundu ve şu anda Rotterdam Müzesi'nde. Gregorio Panigua'nın bir albümünde bu eser seslendirildi. İşte bu kadar zengin kültürü olan topraklarda konser vereceksiniz.
- Çok ilginç. Eğer sizde CD'si varsa, İstanbul'a geldiğimde dinlemek isterim. Bir süredir Osmanlı Müziği'ni, halk müziğini öğrenmeye çalışıyorum. Adnan Saygun'un Çello Partita'sını, bazı oda müziği eserlerini inceliyorum. Tanburi Cemil'in eski kayıtlarını dinledim. Osmanlı çalgısı olarak udu inceledim, lutla, Çinlilerin pipasıyla karşılaştırdım.
İstanbul'da ne çalacaksınız, neden bu eserleri seçtiniz? - İlk gün çağdaş Amerikalı besteci Crumb'ın sonatıyla başlıyorum programa. Bach'ın çellonun sesini adım adım mükemmelleştirdiği altı çello süitinden en yetkin örnekler diyebileceğimiz beş ve altıncıları çalacağım. Bir de, bir zamanlar İstanbul'da yaşamış olan, babamın öğrencilerinden Cerepnin'in eseri var repertuarda. İkinci gün ise müziğin tarihte ve farklı coğrafyalardaki şaşırtıcı yolculuğunu yansıtan bir program var. Avrupa halk müziğindeki keman çalma tekniği çağlar içinde hiç bozulmadan Kanada'ya, Amerika'nın kuzey ucundan başlayıp Appalachia Dağları'nı aşıp en güneye ulaşmış. Bunu Appalachia Waltz'da göreceğiz. Aynı örneğin Çin'deki boyutunu B. Sheng'in 'Çin'de Duyulan 7 Ezgi'sinde duyacağız. Adnan Saygun'la Bella Bartok'un Anadolu'da yaptığını Zoltan Kodaly ülkesinde denemiş. Solo viyolonsel sonatı bu amaçla seçtik.


İLK KONSERİNİ 5 YAŞINDA VERDİ: Paris'te Çinli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.Besteci olan babası ona özel bir çello yaptırdı. Ölçü, ölçü bölüp oğluna Bach süitlerini öğretti. Yo-Yo Ma beş yaşındaki ilk konserinde Bach çaldı. 1962'de ABD'ye gidip Julliard'a girdi. 1978'de aldığı Fisher Ödülü'yle yolu açıldı. Yaklaşık 50 CD'si yayımlanan sanatçının birkaç yıl önce bir bahçıvan, kabuki oyuncusu, yönetmen, dansçı, buz patenci ve koreografla Bach'ın her çello süiti için birer film çekmesi, ayrıca eserleri yeniden yorumlaması müzik dünyasında büyük ilgi uyandırdı.
ALINTI: (Serhan Yedig / 22 Nisan 2001 / Hürriyet)

Egberto Gismonti Amin

Egberto Gismonti Amin (Carmo olarak 5 Aralık 1947 doğumlu, Rio de Janeiro, Brezilya), Brezilyalı besteci, gitarist ve piyanist.
Gismonti piyano altı yaşındayken resmi müzik çalışmalarına başladı.  15 yıldır klasik müzik eğitimini tamamladıktan sonra, Nadia Boulanger ve besteci Jean Barraqué, Schoenberg ve Webern bir öğrencisi ile orkestrasyon ve analiz çalışması için Paris'e gitti.  Brezilya'ya döndükten sonra, Gismonti diğer müzik türlerini keşfetmeye başladı.  O "choro", gitar çeşitli  Brezilyalı enstrümantal popüler müzik gibi tarafından orkestrasyon ve akor voicings için Ravel'in yaklaşımla çekti.  amacıyla yılında 6 telli klasik enstrüman başlayan ve 1973 yılında on telli gitar geçiş, gitar çalmayı öğrendi bu müzik çalmak için.  O farklı ayarlamalar deneme ve yeni sesler arıyarak iki yıl geçirdi.  Bu keşif daha kalimbas onun kullanımı yansıtılır, Sho, ses, çan, vb erken 70'lerde, o gibi müzisyenler çekilen unsurlar dahil onun geçerli stil için zemin hazırlamıştır vardı geniş Django Reinhardt olarak  Jimi Hendrix.  1970'lerde ve 1980'lerde yılında ECM için Nana Vasconcelos kayıt ile birkaç kez birlikte çalıştı. Brezilyalı yayımlanan Eponymous Egberto Gismonti resmen ABD'de yayımlanan hiçbir zaman  Bazı en çok satan albümü gibi. (çeviri google o yüzden böyle özür:)
Ayrıca böyle çok çalışmaları olan birisinin çok az kişi tarafından bilinmesi  ilginçtir!


Albums:
  • Egberto Gismonti - 1969 - Brazil--(Monaural original copies are valued @ $75 in fine condition)
  • Sonho 70 - 1970 - Brazil
  • Janela De Ouro - 1970 - France
  • Computador - 1970 - France
  • Orfeo Novo - 1971 - Germany
  • Água & Vinho - 1972 - Brazil
  • Egberto Gismonti - 1973 - Brazil a.k.a. Arvore
  • Academia De Danças - 1974 - Brazil
  • Coraçoes Futuristas - 1976 - Brazil
  • Dança Das Cabeças - 1977 - Germany (ECM) with Nana Vasconcelos
  • Carmo - 1977 - Brazil
  • Sol Do Meio Dia - 1978 - Germany (ECM)
  • No Caipira - 1978 - Brazil
  • Solo - 1979 - Germany (ECM)
  • E. Gismonti & N. Vasconcelos & M. Smetak - 1979 - Brazil
  • Magico - with Charlie Haden and Jan Garbarek - 1979 - Germany (ECM)
  • Circense - 1980 - Brazil
  • Folk Songs - with Charlie Haden and Jan Garbarek - 1981 - Germany (ECM)
  • Em Familia - 1981 - Brazil
  • Sanfona - 1980 - Germany (ECM) solo and with Academia de Dancas
  • Fantasia - 1982 - Brazil
  • Guitar From ECM - 1982 - France
  • Sonhos De Castro Alves - 1982 - Brazil
  • Cidade Coraçao - 1983 - Brazil
  • Egberto Gismondi & Hermeto Pascoal - 1983 - Brazil
  • Works - 1984 - Germany (ECM)
  • Egberto Gismonti - 1984 - Brazil
  • Duas Vozes - 1985 - Germany (ECM) with Nana Vasconcelos
  • Trem Caipira - 1985 - Brazil
  • Alma - 1986 - Brazil
  • Feixe De Luz - 1988 - Brazil
  • Pagador De Promessas - 1988 - Brazil
  • Dança Dos Escravos - 1989 - Germany (ECM)
  • Kuarup - 1989 - film music score - Brazil
  • Duo Gismonti/Vasconcelos Jazzbuhne Berlin - 1989 - live recording - East Germany
  • Infância - 1990 - Germany (ECM)
  • Poetic Anthology of Joao Cabral De Mello E Neto - 1979 - Brazil
  • Poetic Anthology of Ferreira Gullar - 1979 - Brazil
  • Poetic Anthology of Jorge Amado - 1980 - Brazil
  • Children's Music - A Viagem Do Vaporzinho Tereré- with Dulce Bressante - 1980 - Brazil
  • Children's Music - O Pais Das Aguas Luminosas - 1980 - Brazil
  • Children's Music - O Girigivel Tereré- with Francis Hime - 1980 - Brazil
  • Amazônia - 1991 - film music score - Brazil
  • El Viaje - 1992 - film music score - France
  • Casa Das Andorinhas - 1992 - Brazil
  • Musica De Sobrevivéncia - 1993 - Germany (ECM)
  • Egberto Gismonti - 1993 - Live at the 87 Festival in Freiburg Proscenium - CDV - Germany
  • Egberto Gismonti - 1993 - Live at 93 São Paulo -Tom Brazil - Brazil
  • Zigzag - 1996 (ECM)

  • Meeting Point - 1997 (ECM)
  • In Montreal - 2001 (ECM) with Charlie Haden
  • Saudacoes - 2009 (ECM) with Alexandre Gismonti
Albums as producer and/or arranger:
  • Dulce - O Samba Do Escritor - 1968 - Brazil
  • Maysa - 1969 - Brazil
  • Agostinho Dos Santos - 1969 - Brazil
  • Marie Laforet - 1970 - France
  • Johnny Alf - Nos - 1973 - Brazil
  • Airto Moreira - Identity - 1975 - USA
  • A Barca Do Sol - 1975 - Brazil
  • Flora Purim - Open Your Eyes, You Can Fly - 1975 - Brazil
  • Paul Horn - Altura Do Sol (High Sun) - 1976 - USA
  • Wanderléa - Vamos Que Eu Ja Vou - 1977 - Brazil
  • Marlui Miranda - Olho D’Agua - 1979 - Brazil
  • Nana Vasconcelos - Saudades - 1979 - Germany
  • A Cor Do Som - Intuição - 1984 - Brazil
  • Bernard Wystraete - Intromission - 1985 - France
Production and/or Performances as musician in Carmo/LPs released in Brazil:
  • Andre Geraissati - Entre Duas Palavras - 1983
  • Nando Carneiro - Violão - 1983
  • Luiz Eça - Luiz Eça - 1984
  • Robertinho Silva - Bateria - 1984
  • Piry Reis - Caminho Do Interior - 1984
  • Aleuda - Oferenda - 1984
  • Antonio José - Un Mito Uma Coruja Branca - 1984
  • Carioca - Sete Dias, Sete Instrumentos, Musica - 1984
  • Grupo Papavento - Aurora Dorica Para O Embaixador De Jupiter - 1984
  • Artistas Carmenses - Carmo Ano 1 - 1985
  • Luigi Irlandini - Azul E Areira - 1985
  • Mú Carvalho - Meu Continente Encontrado - 1985
  • William Senna - O Homen Do Madeiro - 1985
  • Nando Carneiro - Mantra Brasil - 1986
  • Luiz Eça, Robertinho Silva and Luiz Alves - Triângulo - 1986
Marco Bosco - Fragmentos Da Casa - 1986 Piry Reis - Rio Zero Grau - 1986 Fernando Falçao - Barracas Barrocas - 1987
Production and/or Performance in Carmo/ECM CD’s released outside of Brazil:
  • Arvore - Egberto Gismonti, group and Orchestra - 1991
  • Circense - Egberto Gismonti , group and Orchestra - 1991
  • Violão - Nando Carneiro - 1991
  • Kuarup - Egberto Gismonti, group and Orchestra - 1991
  • Academia De Danças - Egberto Gismonti, group and Orchestra -1992
  • Trem Caipira - Egberto Gismonti group - 1992
  • Nó Caipira - Egberto Gismonti, group and Orchestra - 1992
  • Amazonia - Egberto Gismonti group - 1992
  • 7 Dias, 7 instrumentos, musica - Carioca - 1992
Music for Ballet:
  • Maracatu / Choreography of Décio Otero with Ballet Stagium - 1974 - Brazil
  • Coraçoes Futuristas / Choreography of Vitor Navarro with Corpo De Baile Do Teatro Municipal De São Paulo - 1976 - Brazil
  • Conforme A Altura Do Sol, Conforme A Altura Da Lua / Choreography of Décio Otero with Ballett Stagium - 1978 - Brazil
  • Dança Das Cabeças / Choreography of Décio Otero with Ballet Stagium - 1978 - Brazil
  • Construçao / Choreography of Klaus e Angel Vianna - 1978 - Brazil
  • Sonhos De Castro Alves / Choreography of Antonio Carlos Cardoso with the Corpo De Baile Do Teatro Castro Alves - Salvador - 1982 - Brazil
  • Variaçoes / Choreography of Graziela Figuerca with Grupo Coringa - 1984 - Brazil
  • Agua y Vinho / Choreography of Philip S. Rosemond at University of Cincinnati - 1986 - Ohio, USA
  • Pantanal / Choreography of Décio Otero with the Ballet Stagium - 1986 - Brazil
  • Variações Sobre Villa Lobos / Choreography of Décio Otero with the Ballet Stagium - 1987 - Brazil
  • Maracatu / Choreography and performance of Ballet Babinka - 1986 - Uruguay
  • Jogo De Buzios / Choreography of Antonio Carlos Cardoso with the Corpo De Baile Do Teatro Castro Alves - 1988 - Brazil
  • Natura / Choreography of Laura Dean Dancers and Musicians - 1988 - Live music performance in USA
  • Sonhos De Castro Alves 2 / Choreography of Victor Navarro with the Corpo De Baile Do Teatro Castro Alves - 1988 - Brazil
  • Inconfidentes / Choreography of various choreographs with the Corpo De Baile De Teatro Palacio Das Artes - 1988 - Brazil
  • Iemanja / Choreography of Joe Alegado with Tanz-Forum (Opera’s Ballet of Cologne) - 1990 - live music performance at Philharmonic of Köln - Germany
  • Danças Solitarias / Choreography of Jochen Ulrich with Tanz-Forum (Opera’s Ballet of Cologne) - 1990 - performance at Philharmonic of Köln - Germany
  • 7 Anéis / Choreography of Jochen Ulrich with Tanz-Forum (Opera’s Ballet of Cologne) - 1990 - performance at Philharmonic of Köln - Germany
  • Arrivals and Deparatures / Choreography of Philip S. Rosemond - 1991 - Space for Dance - Boulder, Colorado, USA
  • Carmen / Choreography of Jochen Ulrich with Tanz-Forum (Opera’s Ballet of Cologne) - 1993 - performance at Köln, Ludwigsburg and Ludwigshafen - Germany
Movie Scores:
  • A Penultima Donzela / Directed by Fernando Amaral - 1969 - Brazil
  • Em Famiglia / Directed by Paulo Porto - 1971 - Brazil
  • Confissões do Frei Abóbora / Directed by Braz Chediak -1972 - Brazil
  • Janaina / Directed by Olivier Perroy - 1973 - Brazil
  • Terra do Guaraná / documentary - 1974 - Brazil
  • Quem tem Medo do Lobisomem / Directed by Reginaldo Farias - 1973 - Brazil
  • Nem os Bruxos Escapam / Directed by Valdir Ercolani - 1974 - Brazil
  • Polichinelo / Directed by Jean Pierre Albicoco - 1975 - Brazil
  • Raoni / Directed by Jean Pierre Dutilleux - 1976 - France
  • Parada 88 / Directed by José by Anchieta - 1977 - Brazil
  • Cruising / Directed by William Frietkin - 1979 - USA
  • Ato by Violência / Directed by Eduardo Escorel - 1980 - Brazil
  • Pra Frente Brasil / Directed by Roberto Farias - 1981 - Brazil
  • Euridyce / Dir. by Mauro Alice / Documentary - 1983 - Brazil
  • Avaeté / Directed by Zelito Vienna - 1985 - Brazil
  • La Bela Palomera / Directed by Rui Guerra - 1987 - Brazil
  • Kuarup / Directed by Rui Guerra - 1988 - Brazil
  • Amazonia / Directed by Monti Aguirre - 1990 - USA
  • El Viaje / Directed by Fernando Solanas - 1991 - Argentina
  • Tempo De Paz / Directed by Daniel Filho - 2009 - Brazil
  • Chico Xavier / Directed by Daniel Filho - 2010 - Brazil
Music for Special TV series:
  • As Nadadoras / (Art Video) Tv Manchete of Mariza Alvares Lima - 1986 - Brazil
  • ? - Diadorim / (Art Video) of José de Anchieta - 1987 - Brazil
  • Pantanal / (Documentary) TV Manchete of Washington Novaes - 1986 - Brazil
  • O Pagador De Promessas / (Mini-serie of 15 episodes) TV Globo of Dias Gomes, dir. Tizuca Yamasaki - 1988 - Brazil
  • Um Grito Pela Vida / Conservation International Production - Haroldo e Flavia Castro - 1991 - USA
  • Amazonia Parte II / (serie of 120 episodes) TV Manchete of T. Yamsaki and Regina Braga , dir. Tizuca Yamasaki - 1992 - Brazil
  • Kuarup / (Mini-serie of 5 episodes) TV Manchete of Rui Guerra - 1992 - Brazil
Music for Theater (Brazil):
  • Maria Minhoca / by Maria Clara Machado - 1969
  • Encontro No Bar / by Braulio Pedroso / dir. by Celso Nunes with Camila Amado and Zanoni Perrite - 1973
  • Seria Comico Se Nao Fosse Serio / by Dürrenmatt / dir. by Celso Nunes with Fernanda Montenegro, Mauro Mendoça and Fernando Torres - 1974
  • Festa de Sabado / by Braulio Pedroso & Geraldo Carneiro, dir. de Daniel Filbo and Antonio Pedro with Camila Amado and Antonio Pedro - 1976
  • O Pequeno Principe / by Saint Exupery with Carlos Vereza and Susane Carvalho - 1978
  • Dor De Amor / by Braulio Pedroso dir. by Paulo Cesar Pereio with Paulo Cesar Pereio and Scarlet Moon - 1976
  • Bandeira Dos Cinco Milreis / by Geraldo Carneiro, dir. by Aderbal Jr. with Maria Padiha and Marco Nanini - 1985
  • Passageiro Da Estrela / Dir. by Sergio Fonta, with Lidia Brondi - 1984
  • O Homen Sobre o Parapeito Da Ponte / by Guy Poissy with Carlos Vereza and Clemente Vizcaino - 1987
  • Sonhos De Uma Noite De Verão / by William Shakespeare, dir. by Werner Herzog - 1992 for Exp
Music for expositions of Painters & Sculptors (all in Brazil):
  • Os Muito Universos / by Miralda Pedroso (installation) - 1985
  • Ita-Parica / (Fragmentos de uma exposiçao) by Miralda Pedroso (installation) - 1985
  • Figueira Branca / by Akiko Fujita (Sculpture & Installation) - 1986
  • Os Sete Aneis / by Antonio Peticov (Sculpture) - 1986
Written Music for different assembles:
  • Music for 48 Strings - dedicated to Igor Strawinsky
  • Ritmos & Danças - guitar and Orchestra - dedicated to Léo Brower
  • Dança das Sombras - Chamber Orchestra - 1983
  • 10 Guitar Studies - 1979/1990
  • 10 Strings Quartet - 1987/1990
  • Songbook - released by Editions Gismonti - 1989/1990
  • 10 Piano Studies - 1989/1990
  • Musica de Sobrevivência - Symphonic Music commissioned by Sec. Cultura de São Paulo - 1990
  • Realejo - Chamber Orchestra - 1991
  • Strawa no Sertão - Chamber Orchestra - 1991
  • Cabinda, a cantiga dos Espiritos - (5 movements) Symphonic Music commissioned by Zürich Symphonic Orchestra - 1992
  • Imagem & Variações - Symphonic Music commissioned by São Paulo Symphonic Orchestra - 1992
  • Strawa no Sertão , Maxixe - Symphonic Music commissioned by Copenhagen Symphonic Orchestra - 1993
  • Lundú - Symphonic Music commissioned by Copenhagen Symphonic Orchestra - 1993
  • Forró - Symphonic Music commissioned by Orchestra Symphonic of Bahia - OSBA - 1993
  • Frevo - Symphonic Music commissioned by Cordoba Symphonic Orchestra 1993
  • Dança dos Escravos - Symphonic Music commissioned by Cordoba Symphonic Orchestra - 1993
Previous ‘94 Releases & Works:
  • Gismonti & Vasconcelos - Live at ‘87 Montreux Jazz Festival - Warner Bros. CD
  • Gismonti & C. Haden - Live at ‘89 Montreal Jazz Festival - Polygram Classics CD
  • Gismonti & Ars Nova - Gismonti Vocal Music - ECM Records CD
  • Livro das Ignorânças - Music based in Manoel de Barros Poems - ECM Records CD
  • Casa das Andorinhas - Music for ‘92 Brazilian TV Series - Carmo/ECM CD
  • Bandeira do Brasil - Compilation of E. Gismonti works - Carmo/ECM CD
  • Song Book number 2 - Mundiamusic & Ed. Gismonti - Switzerland - songbook
  • Music for Strings Quartet - Mundiamusic & Ed. Gismonti - Swintzerland - music book

Anouar Brahem


Anouar Brahem (Enver İbrahim) (20 Ekim 1957- ) Tunuslu besteci, udi müzisyen.

Tunus'un Medina bölgesindeki Halfaouine şehrinde 20 Ekim 1957’de doğmuştur. Gravürcü, hattat ve aynı zamanda da bir müzik aşığı olan babasının teşvikiyle, Arap dünyasının lavtası olan ud çalışmalarına 10 yaşındayken, Tunus Ulusal Müzik Konservatuarı’nda ud ustası Ali Sriti ile başlamıştır. Yavaş yavaş Akdeniz çevresi, İran ve Hindistan müziğini içeren şekilde dinleme alanını genişletmiş, daha sonra da caz ilgisini çekmeye başlamıştır. "Çevrenin değişimini seviyordum..." diyor Brahem "... ve sonra tüm bu müzikler arasında mevcut olan yakın bağları keşfettim." Anouar Brahem giderek çağdışı olarak gördüğü, udun şarkıcılara eşlik eden bir enstrüman konumundan uzaklaştığı eğlence müziğinin hâkim olduğu çevreden kopmaya, kendi bestelerini yazmaya ve birçok farklı kültür merkezinde solo konserler vermeye başladı. Perküsyoncu Lassaad Hosni’nin kendisine eşlik ettiği ve yapımcılığını da kendisinin üstlendiği bir albüm çıkarttı. 1981’de yeni deneyimler yaşama güdüsü arttı ve kozmopolit yapıya sahip olan Paris’e yaptığı yolculuk çok farklı alanlardan müzisyenlerle tanışmasını sağladı. "Thalassa Mare Nostrum" adlı balesi için Maurice Béjart ile birlikte ve Costa Gavras’ın filmi “Hana K.” için de lavtacı olarak Gabriel Yared ile birlikte çalıştı. 1985’de Tunus’a geri döndü, Kartaca Festivali’nde çalması için kendisine yapılan davet, Tunus ve Türk müziği ile Fransız cazının tanınmış simalarını bünyesinde toplayan “Liqua 85” grubunu bir araya getirme fırsatını sundu. Bu grubun üyeleri arasında Abdelwaheb Berbech, Erköse Kardeşler, François Jeanneau, Jean-Paul Celea, François Couturier ve daha birçok müzisyen yer alıyordu. Projenin başarısı, Brahem’e Tunus’un Büyük Ulusal Müzik Ödülü’nü kazandırdı. 1987’de Tunus Şehri Müzik Topluluğu’nun (EMVT) müdürlüğüne atandı. Bu dönemdeki belli başlı yapımları, "Leïlatou Tayer" (1988) ve "El Hizam El Dhahbi" (1989) oldu. Rabeb (1989) ve Andalousiat (1990) ile klasik Arap müziğine dönüş yaptı. Marjinal çalışması Ennaoura el achiqua, hem basında hem de kamuoyunda önemli etki bıraktı. Ünlü Tunuslu müzisyenler Bekir Semli ve Lassaad Hosni ile birlikte Barzakh’ı kaydetti. 1991 yılında Barbaros Erköse ve Kudsi Ergüner’le Conte de L’Incroyable Amour adlı albümünün kaydını tamamladı. 1994’de Norveçli saksofoncu Jan Garbarek ve Pakistanlı tabla ustası Shaukat Hüseyin ile Madar adlı albümünü çıkarttı. Anouar Brahem, aralarında Nuri Bouzid, Ferid Boughedir, Moufida Tlatli, Iachou Shakespeare ve Mohamed Driss’in yer aldığı yönetmen ve yazarların eserleri için birçok film ve oyun müziği besteledi. Saksofonda John Surman ve başta Dave Holland ile kaydettiği Thimar adlı albüm, Almanya’da Preises der Deutshen Shallplattenkritik Ödülü’nü kazandı, İngiliz dergisi Jazz Wise tarafından da Yılın En İyi Caz Albümü seçildi. İlhamını nereden aldığı sorulduğunda "... bir yandan göğe yükselir ve daha fazla yer kaplarken, diğer yandan gelişmeye ve köklerini toprağın derinliklerine gömmeye çalışan bir ağaçtan... ” der. Bu, muhtemelen doğduğu yer olan, kökleri Arap-İslam kültürüne dayanan, Afrika ve Akdeniz etkileriyle beslenen, izlerini her zaman sanatçının çalışmalarında bulabileceğiniz başlı başına bir güneş sistemi olan çok yönlü Tunus ile bağlantılı bir imge. Değişemeyen ve şartlara ayak uyduramayan bir geleneğin ölmeye mahkûm olduğuna inanan Brahem, işte bu nedenle herhangi bir çekince duymaksızın zorluklarla mücadele etmeyi ve müziğini yeni ifade şekillerine açmayı tercih etmektedir. Frankfurter Allegemeine Dergisi’nde Wolfgang Sandner’in de yazdığı gibi “Tunus’dan gelen bu adamın yeni müzikler aramakla oldukça meşgul olan caz müzisyenlerinin çok ötesinde olduğu aşikâr”.

Discography
1991 - Barzakh - Lassad Hosni ve Bechir Selmi ile.
1992 - Conte de l'incroyable amour - Barbaros Erköse ile.
1994 - Madar -Jan Garbarek ve Ustad Shaukat Hussain Khan ile.
1995 - Khomsa - Richard Galliano , Bechir Selmi ve Francois Couturier ile.
1998 - Thimar - John Surman ve Dave Holland ile.
2000 - Astrakan Café - Barbaros Erköse ve Lassad Hosni ile.



2002 - Charmediterranéen - Orchestre National de Jazz and Gianluigi Trovesi ile.
2002 - Le Pas du Chat Noir - Francois Couturier ve Jean-Louis Matinier ile.
2006 - Voyage de Sahar - Francois Couturier ve Jean-Louis Matinier ile.

SHAKTİ-ZAKİR HUSSAİN - J. MCLAUGHLIN

SHAKTİ-ZAKİR HUSSAİN - J. MCLAUGHLIN






Zakir Hussain, Making Music, Classical Jazzfusion

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?



Dünyada  şimdiye kadar en çok söylenmiş, halen de söylenmekte olan şarkı hangisidir diye sorulsa hemen akla gelmeyebilir.Bu şarkı herkes tarafından çok tanıdık, müziği ezbere bilinen bir  şarkıdır. 'İyi ki doğdun -isim-' veya 'mutlu yıllar sana' şeklinde söylenen doğum günü şarkısı.
Bu şarkı yaratılırken doğum günlerinde söyleneceği kimsenin aklına gelmemişti.
1893'de ABD'de, Kentucky'de öğretmen iki kız kardeşin, öğrencilerinin sabahları söylemeleri için besteledikleri bu  şarkının orijinal adı da 'Good Morning to All' yani 'Herkese Günaydın' idi.

Kardeşlerden  şarkının müziğini yapan Mildred Hill aynı zamanda kiliselerde org, konserlerde piyano çalıyordu.  Şarkının sözlerini ise Mildred'in dokuz yaş küçük kız kardeşi Patty yazmıştı.
Mildred 1916'da 57 yaşında öldükten birkaç yıl sonra bestelediği  şarkı 'Happy Birthday' (Mutlu doğum günü) adı altında söylenmeye başlanacaktı.

Hill kardeşler  şarkının telif haklarını 1893 yılında almışlardı. Ancak Robert Coleman isimli biri,  şarkının bestesini kullanarak sözlerini 'Happy birthday to you' olarak değiştirdi.  Şarkı zaman içinde o kadar yayıldı ki bestecileri bile
unutuldu.
Ne zaman  şarkı doğum günü formatında Broadway'de, bir müzikalde kullanılmaya başlandı, o güne kadar sesi çıkmayan üçüncü kardeş Jessica mahkemeye başvurdu. Bestenin gerçekten kendilerine ait olduğunu ispat etti ve şarkının tüm haklarına ailesinin sahip olmasını sağladı. Bundan böyle şarkının ticari amaçla kullanıldığı her yerde Hill ailesine telif hakkı ödenmesi gerekecekti.
Bu haber tüm dünyayı  şok etti. Telefonla yarım milyon insana doğum günlerinde melodiyi dinleten tanıtım ve pazarlama  şirketleri bundan vazgeçtiler, müzikaller bu parçayı ya repertuarlarından çıkarttılar ya da şarkı şeklinde değil de düz okuma veya şiir şeklinde söylettiler.
Onlar telif hakkı ödememek için yollar ararken Dr. Patty Hill, 78 yaşında, uzun bir hastalıktan sonra ama  şarkısının dünya çapında bir doğum günü adeti olduğunu gördükten sonra öldü.
Günümüzde bu şarkının telif hakkı Warner/Chappel Müzik Şirketi'ne geçmiştir.
Ticari amaçla kullanıldığı her yerde şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır. Bu miktarın yılda l milyon dolara yakın olduğu tahmin edilmektedir. Doğum günü kutlayacakların bilgilerine sunulur.



Müzik notaları nasıl bulunmuştur?

Müzik notaları nasıl bulunmuştur?

Müzikteki matematiksel gizemi keşfederek yazıya dökmenin ilk temeli Pisagor (Pythagoras, M.Ö. 530-450) tarafından atılmıştır. Biz kendisini okul sıralarından o meşhur dik üçgen teoremi ile hatırlarız ama Pisagor günümüzde ulaştığımız bilim seviyesinin babasıdır. O kendi devrine kadar gelişmiş bütün çalışmaları bir disiplin altında toplamış, geometri, aritmetik,
astronomi, coğrafya, müzik ve tabiat bilgisi olarak ayrı ayrı bilim dalları yaratmıştır.


pythagoras


Pisagor bilimi, bilim için düşünüyor, bilimin uygulamaları onu ilgilendirmiyordu. Bu nedenle 'bilgi seven' anlamındaki 'filozof sözcüğünü ilk olarak o kullanmıştır.
Pisagor tüm evrenin sayılar ve aralarındaki ilişkilere göre kurulduğuna inanıyordu.
Pisagor'un müziğin içindeki matematiği bir demirci dükkanının önünden geçerken keşfettiği rivayet edilir. Demirci ustasının, demir döverken kullandığı aletlere göre değişik sesler çıkarması Pisagor'un ilgisini çekmiş, dükkanı kapattırarak ustaya çeşitli aletler kullandırmış, çıkan sesleri incelemiş ve kayıtlar almış.

Batı müziği 9. yüzyılın başına kadar notalamadan habersizdi. Eserler kulak yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılıyor, bu arada değişime uğruyor, zamanla unutulabiliyordu. 9. yüzyılın ikinci yarısında ilk notalama sistemi ortaya çıktı.
Arezzo'lu Guido'nun (Gui d'Arezzo) notalama sisteminin seslerin yüksekliğini kesin olarak belirtmeye başlamasıyla büyük bir ilerleme kaydedildi. 11. yüzyılda notaların üzerine dizildiği beş çizgiden oluşan "porte"nin kullanılmasıyla
notaların yüksekliği (do, re, mi,....) ve süresi (birlik, ikilik, dörtlük,....) kesin biçimde belirlenebilir hale geldi.




Aslında müziğin dört parametresi vardır: Yükseklik, süre,  şiddet ve tını. 
Bunlardan ilk ikisi zamanla  genel kabul gören bir takım işaretler sayesinde kağıt üzerine dökülebilmiş,  şiddet ve tını ise notanın yanında ek kelimelerle belirtilmişler ve kısmen de yoruma açık bırakılmışlardır.
Çeşitli sesleri belirtmek ve bunların birbirlerine karışmasını önlemek için sesleri temsil eden notalara özel isimler verildi. Do, re, mi, fa, sol, la, si. İngilizce'de ve Almanca'da ise notalar harflerle gösterildi(C=do, D=re, E=mi, F=fa, G=sol, A=la,
B=si-ing.-, H=si-alm.-).



 

Nota isimlerinden 'do'nun önceki  ismi 'ut' idi. Sesli harfle başlayan bu isim, notaları sırayla söylerken tutukluk yaptırdığından 12. yüzyılda 'do' olarak değiştirildi. Almanya ve bazı ülkelerde 'ut' hala kullanılır.


Guido d'Arezzo

 

'Si' hariç diğer notaların isim babası Gui d'Arezzo'dur. Arezzo bu adları Aziz lohannes Battista ilahesindeki mısraların birinci hecelerinden alarak takmıştır.
Yedinci notanın adı uzun zaman 'B' olarak kalmış, sonradan 13. yüzyılda Sanete lohannes kelimelerinin baş harflerinden meydana gelen 'si' adını almıştır.

Notalamanın keşfi ve gelişimi müzik pratiğine olağanüstü bir gelişme ortamı yaratmıştır. Notalama, icracıyı ezberden kurtararak hem müzik parçalarının uzamasına hem de çeşitli dönemlere ve ülkelere ait notalanmış eserlerin
katılmasıyla repertuarın zenginleşmesine ve çeşitlenmesine imkan vermiştir.
Nota sayesinde bir müzisyen bilmediği bir müzik parçasını icra edebilmek için tek başına yeterli bir hale gelmiştir

Alıntı : http://www.facebook.com/notes/bisgen/muzik-notalari-nasil-bulunmustur/168586146510158

KAZIM KOYUNCU Biyografisi

KAZIM KOYUNCU Hayatı Yaşamı Biyografisi

Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.

Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.

Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.

1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu.

O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.

Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.

Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.

Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi.

Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı.

Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'

Kaybının yankıları
26 Haziran 2005 'te Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen tören sonrası onbinler tarafından Hopa'ya uğurlanmış ve 27 Haziran 2005 'te doğduğu köy olan Pançol'da fındık ağaçlarının çevrelediği köy mezarlığında ebedi istirahatgahına konulmuştur. Kazım Koyuncu'nun genç yaşta kaybı, gönülden bağlı olduğu Trabzonspor'un vefakar taraftarları, Laz dilinin tanınmasına yaptığı katkılardan dolayı Laz halkı, çevre sorunları konusunda gösterdiği duyarlılığın yanı sıra alçakgönüllü, samimi ve hümanist kişiliğiyle kalbini kazandığı büyük halk kitleleri tarafından üzüntüyle karşılanmıştır.

Kişiliği

Akıllardan hiç çıkmayacak bir sözü:
"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."

Çevreci kişiliği

Koyuncu, çevre sorunlarına duyarlı olmuştur. Karadeniz Sahil Yolu inşaatına karşı Rize ilinin Fındıklı ilçesinde düzenlenen eylemlere destekte bulunmuştur.





Kazım koyuncu - Hayde Video Klip ! | video.mynet.com
HAYDE
Hayde gidelum hayde
Dağa k’arayemişa
Elun nişanlisina
Ben nasil deyim hayde

Çiktum çami budadum
Endurdum yarisina
Boyle sevdami olur
Girsun yerun dibina

K’izilağaç fidani
Tepeden budanur mi
İnsan sevduği yardan
Bu k’adar utanur mi

Endum dere duzina
Aşlamayi aşladum
Sevdaluk eyi şeydur
Ben da yeni başladum

Söz ve müzik: Anonim (Rize, Pazar)
Kaynak kişi: Melek Akman
Derleyen: Gökhan Birben

GENEL KAYNAK: http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%A2z%C4%B1m_Koyuncu

Agustin Barrios notalar-2


Agustin Pio Barrios (5/5/1885 – 7/8/1944)


Çağının yenilikçi gitar virtüözü bestecisi Agustin Barrios Güney Paraguayın küçük bir şehri olan San Juan Bautista de las Misiones de dünyaya gelmiştir.Aynı zamanda eğitimci olan ailesi müzik ve edebiyat konularında büyük bir itibara sahiplerdi.Yedi erkek kardeşten beşincisi olan Agustin Barrios annesinin gitar çalışından ilham alarak gitarla çok erken yaşta tanıştı.

İlk resmi hocası Gustavo Sosa Esacalda genç Agustini Sor, Aguado metodlarıyla,Tarrega,Vinas,Arcas ve Parganın eserleriyle tanıştırdı. 13 yaşında dahi çocuk olarak görülen Barrios özel bursla Asunciondaki Milli Koleje gönderildi.Müziğin yanısıra kendisini matematik,edebiyat gazetecilik alanlarında da geliştirip saygınlık kazandı.Aynı zamanda kaligrafi eğitimi alarak başarılı bir grafik sanatçısı oldu.

Kültür aşığı olan Barrios “Kültür şelalesinde yıkanmayan bir kişi gitarist olamaz” der. İspanyolcaya ilaveten Paraguayın ana dili olan Guarani dilini konuşabilirdi.Fransızca, İngilizce ve Almanca dillerinde felsefe, şiir, teosofi(bir kimsenin ruhu ile Tanrı arasında doğrudan bağlantı kurulabileceğini ileri süren dini sistem) kitapları okudu. Sıcak kanlı, içten bir insan olan Barrios İnanılmaz bir doğaçlama yeteneğine sahipti.Bu hayret verici yaratıcı hüner gitar için 300 den fazla eseri bestelemesinde önemli rol oynar..

Barriosun müziğinde gitarın tüm kapasitesinin kendi ilham verici hüneriyle olan birleşimini bulabiliriz.Armoni bilgisi sayesinde barok,klasik,romantik gibi birçok stilde eserler bestelemiştir. Prelüdler, etüdler, suitler, valsler, mazurkalar, romanslar ve tarantellaların dışında nesneleri yada tarihi kültürel olayları anlatan
onomatopoetik (Ses sembolizmi. Doğadaki sesleri sözcüklerle yansıtma)eserler yazmıştır. En çok beğenilen eserlerinden biri olan Diana Guarini da; Paraguaydaki üçlü ittifak savaşını top, at, marş ve patlamalarıyla anlatır. Bunların dışında kaliteli eserlerinin bir çoğunda şarkı formları yada cueca, choro, estilo, maxixe, milonga, tango, zamba, zapateado gibi dans formları bulunur. Tüm bunlarla beraber Barriosun eserlerinde din, folklor ve sembolizm önemli öğelerdir.

1932 yılında kendisini Nitsuga Mangore-Paraguayın balta girmemiş ormanlarından gelen gitar Paganinisi olarak ilan etti.Nitsuga (Agustin’in tersden okunuşu) Mangore (İspanya zaptına karşı koyan efsanevi Guarai kabile reisi) bu ismi takma adı Agustin Barrios Mangore remizi gelene kadar kullandı.
Paraguay dışında Arjantin, Ururguay, Brezilya, Venezuella, Costa Rica, El Salvadorda yaşadı. Çili, Mexico, Guatemala, Honduras, Panama, Kolombiya, Kuba, Haiti, Dominik Cumhuriyetinde 1910 yılından ölümüne kadar konserler verdi. 1934-36 yılları arasında Avrupada Belçika,Almanya, İspanya ve İngilterede konserler verdi.100 den fazla eserin el yazması günümüze ulaşmıştır 30dan fazla plak kayıdı da günümüzde bulunabilir. Kendi eserleri yanısıra kendi zamanının gitar eserlerinide yorumlamıştır(Bach, Haydn, Mozart, Beethoveen, Chopin, Albeniz, Granados transkripsyonları Sor, Aguado, Giuliani, Coste, Tarrega, Torroba ve Turina).

Günümüzde eserleri en çok yorumlanan bestecilerden biri olan Barrios Sor ve Tarrega gibi gitar üstadlarının yarattığı üstün gitar tekniğini genişleterek bir üst seviyeye taşımıştır. Bıraktığı eserler günümüz gitaristleri için paha biçilmez bir mirasdır.



    EĞİTİMDE UMUT VEREN ÇABALAR!

    Manisalı öğretmen Mehmet Ali Özçeler, 27 yıl görev yaptıktan sonra 2003 yılında emekli oldu. Kızı Gülcan Adalı da geçen şubat ayında sınıf öğretmeni olarak ilk görev yeri Kastamonu'nun İnebolu ilçesine atandı.

    Akgüney köyünde öğretmenliğe başlayan kızı Gülcan Adalı'yı yalnız bırakmak istemeyen emekli öğretmen Mehmet Ali Özçeler, Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurarak tekrar görev istedi. Milli Eğitim Müdürlüğü de Mehmet Ali Özçeler'i sözleşmeli olarak kızının görev yaptığı okula atadı.

    İNŞAATI OKUL YAPTILAR

    Baba kızın atandığı 75 öğrencinin eğitim gördüğü okula, duvarlarında oluşan çatlamalar nedeniyle geçen yıl haziran ayında ''oturulamaz'' raporu verildi. Bunun üzerine bina boşaltıldı ve yeni eğitim-öğretim yılında öğrenciler bir inşaata taşındılar.

    Baba-kız, elektriği, suyu hatta camları dahi olmayan okulu eğitim yuvasına çevirmek için seferber oldular. İnebolu Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri binanın elektriğini yaptı. Mobilya bölümü öğrencileri de kendi okullarından çıkma eski pencere ve kapıları onararak kaba inşaat halindeki okula taktılar.

    Baba-kızın girişimleriyle sıvasız duvarlar da boyanarak okulun şartları iyileştirildi. Baba-kız eğitim sevdaları ile kısa sürede beldenin sevgilisi oldular...


    Kaynak : http://www.internethaber.com/turkiyenin-guzel-yuzu-54023h.htm#ixzz17f8LtQYE

    Gitar Akoru eklentisi!

    Blogumun yan tarafında gördüğünüz, Gitar charts bölümünden, yeni başlayan gitar öğrencilerim için kolaylık sunmaya çalıştım. Basit akorları buradan görebilir ve öğrenebilrisiniz... Kolay gelsin.
    Related Posts with Thumbnails